1682 entry daha
  • ilginç ve kusursuza yakın bir cinayet olduğunu düşünmüyorum. basit ve alelade bir cinayet. katil de zeki falan değil. sıradan hatta aptal biri. bunca yıldır çözülmemiş olmasınin nedeni de o dönemki teknolojik imkanların eksikliği, olay yerini dağıtan baba, olay yerini düzgün korumayan ekiptir.

    katil sıradan ve ortalama zekada birisi. hatta bazı yazarların senaryolarında geçtiği gibi aile üyeleri çıkarsa valla ortalama zekalı olduklarindan bile şüphe duyarım. çünkü bir cinayet işleyip de cinayet anında kendisinin nerede bulunduğu, cinayeti nasıl öğrendiği hususlarında tutarlı konuşamayan katil benim nazarımda aptalın tekidir.
  • sürekli bu konu hakkında şeyler izlediğim için önüme bir video düştü you tube da.
    ilgili video

    bir beyefendi var sanırım yetkin biri ve bu olaya olan yorumları, gülnura olan bakışları ve söyledikleri çok ilginç. hatta sona yakın katilin sonradan cinayet mahaline gelip orayı kontrol ettiğini bir hata yaptım mı iz bıraktım mı diye kontrol ettiğini söylüyor. çağlanın ayakkabılarının içerde nizami durmasını ise cinayet anında evin dışındakilere evde kimsenin olmadığı izlenimini vermek olduğunu söylüyor. hatta çağla ayakkabilarini hep evin dişinda cikarirmis gülnur bunu soyleyince o da bu detayo aileden başkasi bilemez demek ki yakin biriydi ve ayakkabilari da iceri aldi diyor. helal olsun bu beyefendiye. davayı bunun gibi birileri alsa demek ki şimdiye kadar on kere çözülürmüş. lütfen izleyin.
    gülnurun ısrarla çagla kilidi acmis demesi de çok dikkat çekici. ay allahım kafayı yiycem şu olayı bir insanoğlu çözsün artık gerçekten şu kız yerinde rahat uyusun da bizim de vicdanımız rahat etsin.
    ekleme: beyefendi emekli polis ve cinayet araştırma uzmanıymış.
  • up! up!
  • benim de herkes gibi cinayeti kimin işlediğine dair bir fikrim var, ama burada belirtmenin bir faydası olacağını düşünmüyorum. asıl değinmek istediğim şey, abisi ilker’in şu videodaki tavrı. izlerken kanım dondu ve hala inanamıyorum. 1:35:00 sonrası. vaktiniz varsa izleyin.

    izlemeye vakti olmayanlar için özet geçeyim. serap paköz, bütün sorularının ardından ilker’e “kardeşini nasıl bir kardeş olarak hatırlıyorsun?” diye soruyor, gayet duygusal bir tonda ve empati ile sorulmuş bir soru. ilker lafa “dışarıya karşı cıvıl cıvıldı” diye giriyor. sonra devam ediyor, “kendiyle alakalı konularda gayet ketumdu. annem de hatırlar, ben okulda çok basariliydim, çağla degildi. rehber öğretmenine abimi benden daha çok seviyorlar demiş” diye insanlıktan bir gram nasibini almamış kalpsiz biri gibi anlatıyor da anlatıyor. yahu allah, peygamber aşkına. senin kardeşin genç yaşında katledilmiş, hasbelkader bu programa çıkmışsın. sunucu sana kardeşini nasıl hatırlarsın diye soruyor. söyleyeceklerin bundan mı ibaret? ya nasıl olabilir lan. olayda hiçbir dahlin olmadığını varsayalım. gencecik kardeşini sadece ketum ve seni kıskanan biri olarak mı anabiliyorsun?
  • miras konusu çok tuhaf, dede neden mirasını çağla'ya bırakmış merak ettim. çünkü genelde dedeler erkek torunlarini biraz daha fazla sever ve miraslarıni onlara bırakmak isterler. yani erkek torununa da bir şeyler bırakıp sonra kız torunlarina birakırlar genellikle. tabii bu genel bir düşünce istisnalar olabilir. ama annenin soğukluğu, cenazede kendilerini parçalamalari katilini bulacagiz vs demeleri lazım, gerçek bir üzüntü vs geçmedi bana, asla olmuyor nasıl bir aile olursa olsun oturmuyor kafamda, bu nedenle herkes gibi ben de aileden şüphe duyuyorum elbette. hiç bir anne baba abi nasıl yapar demeyin, herkesi kendi ailemiz gibi normal sanmayın. çok değişik psikolojide insanlar aileler var hiç mi duymadınız. şimdiye kadar bu dava ile kaç savcı ilgilenmiş neden çözülmemiş, bir de bu aile kim ki bu kadar korunuyor nasıl bir güç vs sahibi onu da anlayamadım.
  • bu cinayeti çözmek için olaya bir ölçek daha uzaktan bakılması gerektiğine inanıyorum. gelin varsayımlar üzerinden giderek bir cinayetin üstüne oturduğu temeller olan üç ana unsuru belirlemeye çalışalım: mmo'dan bahsediyorum yani means (nasıl) motive (neden) opportunity (ne zaman). varsayalım ki ailesinin 15 yaşlarındaki pek de sorunlu bir çocuk gibi durmayan ve ailesine herhangi bir zorluk veya problem yaşattığı bilinmeyen 15 yaşındaki lise 1 öğrencisi kızlarını öldürmeye karar veriyorlar. buradaki konsensus olayın planlı bir cinayet olduğunda birleşmiş ya, oradan giderek planlı olduğunu düşünelim. yani ailenin bilmediğimiz bir motivasyonu var diyelim. yazılanlardan örneklemek gerekirse miras, namus davası, aile içi çeşitli çatışmalar vs. bunlara benzer sebepler ortaya atılmış. diyelim ki motive'i biliyoruz. şu veya bu sebepten çağla'yı öldürmeye karar veriyorlar. abi ve anne ikisi veya üçü birden bu işi yapacak. peki baş başa gelip oturdular, cinayeti nasıl işleyeceklerine karar verecekler:
    şimdi burada ilk eleyecekleri şey cinayeti evde işlemek olmaz mıydı? bir şey iddia etmeden soruyorum. çekirdek ailenin üç bireyi dördüncüsünü öldürmeye karar veriyor. ve bu cinayeti işlemek için uygun zaman ve mekanın kendi apartman dairelerinin içini ve zaman için de haftanın başlangıç günü olan pazartesi gününü, saat olarak da tam mesai ve okul çıkış saatlerine denk gelecek en yoğun, herkesin her şeyi pencerelerde göreceği, insanların çocuklarının okuldan gelişlerini pencerelerden takip ettiği, daha küçük çocukların sokaklarda oynadığı, yani apartmana ve mahalleye giriş çıkışların maksimum seviyeyi bulduğu, herkesin her tarafta her şeyi görebileceği duyabileceği saatleri tercih etmişler. bu mantıklı mı? bu akla yatkın mı? zaman olarak böyle herkesin ayakta ve hareket halinde ve eve apartmana ve mahalleye giren çıkanların zirve yaptığı tercih etmeleri akıllıca mı? böyle gereksiz bir riski neden alsınlar? gece yarısından sonra 3'ler, 4'ler dururken, evden çok uzakta işleyip sonra kayıp ilanı vererek şüpheleri kendilerinden uzakta tutabilecekleri sayısız senaryo varken, kendi kızlarını öldürmek için kendi evlerini ve en yoğun saatleri seçip planlamışlar öyle mi? yani üç ayrı kişiyi yek beden gibi düşünüyorsunuz. böyle bir fikri biri ortaya atsa ikisi karşı çıkar. şimdi genç bir kızın ailesi tarafından katledildiği varsayımıyla cinayet şekilleri hakkında spekülasyon yapmak zorunda kalacağım ama maalesef mantık ve rasyonalite çerçevesinde katil/katiller gibi düşünerek akıl yürütmek zorundayız yoksa hiçbir yere varamayız ve aynı şeylerin etrafında dönüp dururuz. dönelim, motivasyon var ama bilmiyoruz dedik. opportunity olarak da en riskli saati günü ve mekanı seçiyorlar. şimdi bu insanlar gerizekalı mı, hepsi birbirinden aptal bir mongol ailesi mi yoksa çok zeki sinsi kendi çocuklarını öldürüp örtbas edebilecek kadar soğukkanlı psikopatik ve planlı cinayet işleyip içinden sıyrılabilecek kadar zeki evil villain'lar mı? ikisi birden olamaz çünkü.

    tekrar tekrar yazmak istemiyorum o yüzden bir kere söyleyeyim, bizim uzaktan bir şeyler çözebileceğimiz kadar bilgi, veri olmadığında umarım hemfikirizdir. elimizde kesin şudur, budur, böyledir şöyledir diyecek bilgi yok, yok. bu olay da elinde bilgi, veri, kanıt olmadan şudur budur kesin şudur diyebileceğimiz rastgele, trafik kazası veya ufak anlaşmazlık filan değil, ortada bir cinayet var. 15 yaşında bir kızın bıçakla boynunu keserek öldüren bir katil var. burada birilerini itham ederken on kez düşünmeli ve doğrudan birilerini suçlarken daha özenli olmalıyız diye düşünüyorum ama maalesef sığırlık bedava, ağzını açan bir daha kapamıyor ve boklu fikirlerini önüne geleni itham edecek, suçlayacak ve linçleyecek kadar ortalığa sıçmaktan çekinmiyor. bu sürü psikolojisine yeterince aşinayız, daha fazla üstünde durmaya gerek görmüyorum. beni en çok geren şeyin de bu keskin konuşmalar, doğrudan ithamlar ve linçler olduğunu da söylemek isterim. neyse dönelim.

    peki aile diyelim ki yine bilmediğimiz bir motivasyonla kız çocuklarını öldürmeye karar verdiler, böyle saçma sapan anında enselenecekleri bir planın yerine başka yüzlerce olasılık aklınıza gelmiyor mu? tatil diye bir geziye çıkarak onlarca farklı yöntemle şüpheleri kendilerinden çok daha uzaklara götürecek tonlarca yöntem bulamazlar mıydı? işte kızımız kayboldu, uçurumdan düştü, intihar etti, zehirlendi, bir kazadır oldu, denizde boğuldu, filan gibi çok daha az şüphe çekecek bir kaza süsü veremezler miydi? bakıldığında maddi durumları gayet iyi olan bir aile, bir kampa gidip çağla'yı orada binbir çeşit kazadan birine kurban gitmiş gibi gösteremezler miydi? yani mantıklı düşünmeye çalışınca bu ailenin cinayet yeri olacak kendi evlerini cinayet saati olarak da herkesin her an her şeyi bir tesadüf sonucu görebileceği şekilde nasıl işlemeye karar vermiş olabilirler? bu kadar aptal mı bunların hepsi? hadi aile bu kadar aptal ve cinayeti kendi evinde herkesin her an basabileceği şekilde işlemeye karar veriyorlar da, polisimiz de mi bu kadar aptal ve beceriksiz? üçü de cinayete karışmış şüpheli ailenin hiçbirinden, yani üçünden birinden bile bir bilgi, tek bir cinayeti gösteren ifade çıkartamıyorlar... biri sussa öteki patlar, ikisi dayansa üçüncü cortlar. belki lafı duymuşsunuzdur, bir sır ancak iki kişi arasında sır olabilir, üçüncü kişi devreye girdiği anda sır olarak kalma ihtimali katlanarak azalır.

    kendinizi ailenin yerine koyarak onların duyduğunuz izlediğiniz ifadelerinden, sayısız ve geniş zamana yayılmış videolarından soyutlayarak düşünmeye çalışın. böyle bir cinayet için cinayetin işlendiği halinin dışında yüzlerce farklı ve çok daha az şüphe çekecek opportunity yaratmak o kadar kolay ki. böyle onlarca farklı imkan yaratabilecek durumda bir aile neden means ve opportunity olarak kendi evlerini mekan, cinayet silahını bıçak, saatleri de günün ve haftanın en yoğun saatleri şeklinde tercih etsinler? yani dediğim gibi aynı anda hem çok aptal ve saçma sapan mantık dışı hareket eden hem de aşırı sinsi, içten pazarlıklı, planlı ve organize hain zeki psikopatlar olamazlar. birinden biri olmak zorunda. o zaman hangisi? planlı organize, zeki, aşağılık ve hain olsalar, cinayetin mekanını ve özellikle de üstünü çizerek söylüyorum, bunu cinayet halinde gerçekleştirmeleri akla ne kadar yakın? halbuki bu olayı cinayet olarak değil de aslında böyle cinayetler işleyenlerin sonradan "apartmandan atladı" uydurmaları ve olay yerini öyle düzenlemeleri şeklinde onlarca ilk bakışta kaza olarak görülebilecek hatta ailenin üç üyesi de ağız birliği edip ifadelerinde bu fikri desteklerse (çağla sakar bir çocuktu, hep düşerdi, bir yerlerini çizerdi, bazen aklı havadaydı, dalgındı gibi ifadelerle) kaza olmasından, kötü şans, felaket vs. gibi görülecek bir sürü şeyi yapmamaları için sebepleri nedir? yok. yok çünkü olamaz çünkü bu cinayeti ailesi aile işlemedi. ha işlediyse bile bu ancak abinin herkesi kandırdığı şekilde olabilir. bu da bence akla mantığa çok uzak. dikkat ederseniz çağla'nın ailesiyle problemli olduğuna dair hiçbir ifade yok. yani ne problemli bir çocuk ne de annesinin babasının sevmediği yalnız, dışlanmış bir çocuk.

    aslında ilk düşünmemiz gereken soru şöyleydi:
    dört kişilik bir aileden üçü bir dördüncüyü ve en savunmasız, masum ve diğer üçüne göre fiziksel anlamda daha zayıf olan, pek de karşı koyamayacak, kendini koruyamayacak ve ailede en zayıf gördükleri bireyini öldürmeye karar veriyorlar. şimdi bunu en az şüphe çekecek şekilde nasıl yaparlar? soru bu kadar.

    çoğunluk burada hep tüme varım yöntemini kullanmış. aynı şeyleri yazıp duruyorsunuz. kafayı bu olaya takmış birkaç youtuber var, olayın gündemde kalması için yaptıklarını çok faydalı buluyorum ama o kadar kesin konuşuyorlar ki iftiradan dava filan yiyebilirler, yani direkt böyle anneye hitaben sen şöylesin sen böylesin diye konuşmalar filan aşırı saçma geldi bana. sanki elinde bütün dava dosyası ve kanıtlar varmışçasına nasıl bu kadar keskin konuşabiliyorlar, anlamış değilim. belki kendi motivasyonu sadece tık ve etkileşim olabilecek tiplerin peşine fazla takılmayın derim, yarın bir gün olay çözülür, bu tipler kanallarını kapatıp toz olurlar, siz bunların peşine takılıp yazıklarınızla kalırsınız. böyle olaylara sallarken evet, literally sallarken çünkü elinde hiçbir belge, kanıt, dosya, delil hiçbir şey olmadan, polisin koskoca 25 sene içinde hangi prosedüleri izlediğini, kimi vakanın şüphelisi konumundan nasıl elediğini bilmeden bu yorumları yapabilmek bana hiç akıl-mantık sınırlarında gelmiyor. aileden şüphelenirsin, bence bunlar olabilir dersin de o yutuburlardan biri direkt anneye hitaben "sen şöylesin o yüzden de böylesin çünkü katilsin ve öldürdün hmmm seni seni" gibi şeyler söyleyebilmesi gerçekten güldürdü.

    öte yandan gülnur hanım doğrudan kendisini hedef alan bu tip videolara karşı bir işlem yaptırabilir diye düşünüyorum. yani ben olsam kızımın katillerini aramak için program program dolaşan bir anne olsam ve biri beni boklu youtube kanalında "sen sağa baktın çünkü katilsin" filan gibi iftiralara maruz kalsam aklımı kaçırır ve o kişiye feci bilenirdim, hesabını da hukuken iftira suçuyla keserdim. sen kim köpeksin, sen savcı mısın amk de çıkmış sen katilsin diye doğrudan kadına karşı böyle ithamlarda bulunabiliyorsun. bunu da olaydan bağımsız şekilde söylüyorum. kimse kimseye hiçbir olayda böyle alenen suç atamaz. ha atıyorsa da delilleriyle kanıtlarıyla birlikte fikrini herkese açık bir şekilde ifade ederek neden yüzde yüz kadının katil olduğuna inandığını belgeler. belge, delil olmadan böyle ithamlar yapamazsınız. sen polis misin amk? adli tıpçı mısın kimsin sen de polis, savcı, adalet, emniyet, adli tıp dururken, 25 senede cinayeti çözememişken sen çıkıp bir kişiye hem de maktülün annesine böyle seslenebiliyorsun?

    ancak gülnür hanımın son yıllardaki videolarına bakıldığında aşırı derecede çöktüğü, yaşından çok daha yaşlı gösterdiği ve artık tükendiği görülebiliyor. bu tip de çıkmış diyor ki "suçluluktan böyle çöktün değil mi, içindeki suçluluk duygusu bildiklerin seni yedi bitirdi o yüzden böyle oldun" ya bir de öteki türlü düşünmeye çalışın. katil annesi filan değil, alakasız biri olsun diyelim ki. böyleyse ne olacak peki? kimse gidip o youtuber'dan hesap soracak mı? bir bedel ödetecek mi? yoksa attığı iftiralar yanına mı kalacak? belki de gülnur saygı bu yorgunluğu yüzünden bunlarla uğraşmıyor. belki de suçlu olduğu için uğraşmıyor, bilemiyoruz işte. ben gerçekten haddini aşan saçma sapan bir yaklaşım görüyorum, gerisini kendi vicdanları bilir artık diyecek bir şey yok.

    dikkat ederseniz ben aileyi filan savunmuyorum, ailenin kalan üyeleri de hiç sikimde değil. hiçbirin ne iyi ne kötü insanlar olduklarını düşünüyorum çünkü elde bilgi veri yok. yani bu insanlar madem böyle manyaklar ama hayatlarını hiçbir döneminde tanıdıkları veya ailelerinden hiçbir kimse bu manyaklığa dair tek bir olay bile anlatmıyor, bu yönde ifadeler vermiyor. arkadaşlar bir insan manyaksa manyaktır, psikopatsa bunu hayatının her alanında belli eder. kötülüklerini herkes bilir, şiddet olaylarını herkes bilir, birbirine anlatır. ama hiçbir emare bunları gösteren bir tane olay bile yok. aile içinde çağla'nın tek başına kara ördek muamelesi gördüğüne dair bir tane bile olay bir tane bile söylenti olmaz mı yahu? ailenin diğer fertleri demez mi bunlar bu çocuğu hiç sevmediler, üçü hep cephe olup çocuğa hayatta cehennem azabı çektirdiler, ezdiler, dışladılar, baskıyla boğdular demez mi? hiçbir emare hiçbir önceden olay olmaz mı. pek düşünmüyorsunuz ve bir mercek almış olayın en dip köşe detaylarından saçma sapan şekillerde tüme varmaya çalışıyorsunuz ama ilerleyemiyorsunuz çünkü iddialar çok tutarsız, bir tane küçük detaydan koskoca fantezi türünde eserler verilmiş, tebrik ve takdir ediyorum ama olaya faydası yok. kimi hedefimiz olayı çözmek deyip öykü yarışmasına yollayacağı öyküyü döşeyip edebiyat fantezi kasıyor...

    benim önemsediğim durum çoğunluğun belli fikirlere saplanıp kalmış olması ve her şeyi aynı pencereden görecek şekilde aynı perspektifle olaya bakmaya devam etmesi, bu yüzden de vakanın bir türlü ilerlememesi.

    yani ne yapılabilir? insanlar sosyal medyadan yazarak ailenin bir kez daha çapraz sorguya alınmasını sağlayabilir mi? hayır zannetmiyorum. bunun gereği düşünülseydi zaten çoktan bunlar yapılırdı. bence polisin bilip bizim bilmediğimiz detaylar vakanın bu yöne gitmesine mani oluyor. çünkü zaten çeşitli kanıtlarla bu kişileri elemişler. ve ellerinde bu şahısları yeniden sorguya almalarına ters düşen deliller var.

    her türlü olması gereken şey, hazır bu vaka yeniden gündeme gelmişken, (bu arada bu vakayla aileyi temsilen ilgilenen rezzan epözdemir tadında biri yok mu? yoksa neden yok?) bir avukatın, savcının, detektifin her kimse işte, olaya en hakim olan yetkililerin çıkıp davanın durumuyla ilgili kamuya açıklama yapması ve hazır konu bu kadar gündemdeyken ve halk bu olayın çözülmesine bu kadar motive bir durumdayken emniyetin ve adaletin sosyal medyadan da faydalanarak halka yeni ve son bilgileri verip taze çağrılar veya kampanyalar yapmaları gerekmekte. aradan 25 sene geçmiş tam olarak bu yüzden olayı internette yer bulacak şekilde gündem yapmaları ve o aradan geçen yıllar içinde hapishanelerde kim bilir bu olayla ilgili neler konuşuldu, kim bilir katilbu cinayetini kimlere ne şekillerde anlattı, belki birileri bir şeyler biliyor ama unutmuş gitmiş, belki birileri vicdanlarıyla hesaplaşıp konuşmaya karar verecek yani öteki türlüsü imkansız zaten. birileri bir şeyler biliyor. bu olmak zorunda. hele hele katil aile dışından rastgele bir seri suçluysa bunu her tarafta gururla anlatmış, örneğin alkollü kafayla filan kız arkadaşıyla veya tanıdığı birileriyle böbürlenerek paylaşmış ancak detayları değiştirmiş filan olabilir.

    katil kim olabilir?
    1. grup:
    - alt kat komşu kızının ifadesi tamamen yalan olabilir. ve onun babasının ifadesi de tamamen yalan olabilir ve en şüphe çekici olay bunların ifadeleri ve şüphelerin tam olarak o iki çatı ifadeye dayandırılarak kurgulanması, burada yapılan en büyük hata olabilir.
    - diğer anahtarı olan komşu, onun erkek kardeşi, eczacı kalfası vs.

    2. grup
    mahallede ikamet eden isimleri geçen kriminal tiplerden biri.

    3. grup
    tamamen yabancı, çağla'yı takip etmiş, günü ve zamanı kestirmiş seri suçlu, seri tecavüzcü, seri katil ayarında birisi.

    bunlar halen olasılık dahilinde. yani olabilir. bence aileden çekirdek aileden biri olamaz. yani üçünden biri olamaz. niye böyle düşündüğümün sebepleriyle yazmaya çalıştım. aileden başka biri, dayı, uzak kuzen, başka birileri olabilir belki, ama ortada öyle bir şüpheli olduğuna dair bilgimiz yok.

    olabilir diyorum bak. bağzı hıdırlar gibi "evet, kesin sensin, sen şusun busun" diye itham edemem çünkü elimde ne belge var, ne elle tutulur somut bir kanıt var, ne delil var ne bir şey... ama bazıları nasıl kendilerinden bu kadar emin şekilde insanları hedef gösteriyorlar, orasını gerçekten çözebilmiş değilim.

    ve maalesef pek çok suser gibi ben de bu olayın artık kanıtla, dna ile filan çözülebileceğinden kuşkuluyum. yabancı erkek dna'sı kanıtıyla ilgili dahi düzgün bir bilgiye ulaşamıyoruz. hep yorum hep yorum, bilgisiz fikirler sallamalar...

    eğer o dna'lı kanıtlar bugüne kadar suçlu database'inde bir kişiyle bile eşleşmediyse bence bu artık iş ancak olayın dosyanın detaylarını halka daha fazla yayarak, sosyal medyada paylaşıp çağrılar yaparak belki para ödülü filan koyarak halktan destek alarak çözülebilir. yani gereken şey itiraf veya itirafa yakın katili doğrudan gösterecek bir hikaye, bir bilgi, bir veri... sonrasında da o katili teyit etmek için çağla'nın tırnaklarından alınan veya evdeki dna'lar arasında "yabancı erkek dna'sı" olarak anılan dna ile eşleşmesiyle teyit edilir.
  • dyatlov geçidi vakası, 8 mart 2014 malezya hava yolları uçak kazası ve çağla'nın katilinin kim olduğu. bu 3 konu hakkındaki tüm gerçekleri bir gün öğrenebilsek keşke.

    ilk 2 olayın çözülmesi zor gibi ama umarım çağla'nın katili bulunur da ruhu huzura erer. buradaki yazarların aksine katilin kim olduğuna dair hiçbir fikrim yok ancak şüphelilerden biri ya da hepsi çıksa şaşırmam.

    insanın ev güvenli yer diye düşündüğü evinde katledilmesi ne acı. allah korusun herkesi.
  • muge anli ailenin yaptigina biraz inansa, bundan biraz suphelense o aileyi "hadi katili bulalim" diyerek oraya cikarir ve eninde sonunda itiraf ettirir, bir aciklarini yakalardi. otobusteki sahitlere cagri da yapardi, 20 sene onceki okul arkadaslarini da bulurdu vs vs. mevzu nostradamus gibi gokten inen hikayeler yazmak olsaydi kafasinda elli ayri senaryo cizer, ustune gider, ne yapar eder bu isi cozerdi gibi geliyor bana yoksa şüphen mi var?

    edit: arkadaslar okudugunuzu bile anlayamayacak kadar biased kafalara girmissiniz, istediginizi dusunun, istediginizi iddia edin, istediginizi yazin cizin ama bari milleti ozel mesajla darlamayin. biz burdan okuyabiliyoruz. sonra beklediginiz cevaplari almayinca üüü diye agliyosunuz. biz sizin alinganliginizla ugrasmak zorunda miyiz?
  • (bkz: #164459880)

    bu entry'e hitaben sunu diyebilirim ki cagla annesi tarafindan o kadar seviliyor, o kadar seviliyor ki anne facebook'ta 2014 yili gibi cagla'nin ölüm yildönümünde kendisini "o hassas ve özel gününde" arayan, soran herkese tesekkür ediyor. cagla icin tek bir kelime yok. ne kadar cok sevildigi konusunda baska yorumum yok.
90 entry daha
hesabın var mı? giriş yap